ingilizcede kahraman anlamına gelen kelime.
ayrıca birçok sanatçının şarkı sözü olarak seçtiği kelime...
domates soslu olanını öyle ahım şahım değilse de fena bulmadığım yeni nesil tembel işi tek porsiyon makarna. 1 TL olması da ne kaybederim dedirtiyor.
türk televizyalarının gördüğü en samimi dizi idi, keşke bizim hayatımızda da bir vahid emmü olsa da sohbet etsek.
kent içi ulaşımı rahatlatan hafif raylı ulaşım aracıdır.
kökünü, yunan mitolojosindeki esin perilerinden* almış olan, maddi ve manevi olarak değerli, toplum kültüründe yer tutan öğelerin sergilendiği, saklandığı, tamirat gördüğü mekanlara genel olarak verilen isimdir. ilk müzecelik anlayışı insanın toplayacalık ve korumacılık dürtüsüyle ortaya çıkmıştır. ortaçağdan itibaren zengin kesim ellerindeki değerli materyalleri ilk önce evlerinde sonrasında daha halka açık olan saray, yönetim binaları gibi yerlerde sergilemeye başlamışlardır. günümüze yaklaşıldıkça varolan yapılarda işlev değişikliğine gidelerek üretilmiş müzelerin handikapları görülmüş böylece ''çağdaş müzecilik anlayışı'' ortaya çıkmıştır. bu anlayışa göre her müze için işleve yönelik yapılar tasarlanmalı ve kullanıma sunulmalıdır.
sarı çiçekli, büyük yapraklı ve rizomlu *, otsu bir bitkidir. pakistan, hindistan, çin ve bangladeş başta olmak üzere asya'nın tropik bölgelerinde yetişir. bitkinin toprak altındaki ana rizomları yumurta veya armut seklindedir. yan rizomları ise parmak şeklindedir. rizomların yüzeyi sarımsı, içi ise sarı renklidir. acımsı bir tadı vardır.
tam karşılığı çalgılı meyhane olan, italyancadan dilimize geçen kelime. zamanında ümit besen, nejat alp, arif susam öncülüğünde taverna müziği diye bi ekol de başlamıştır. ama fazla uzun sürmemiş o 3lü dışında bazı düğünlerde boy gösteren piyanist-şantörler haricinde pek tutulmamıştır.
kişinin hayaller, sanrılar görmesine yol açan hastalık. şizofren hastaları gerçek ile, hayali ayırt edemez. bir gün napolyon ile savaşta iken, ertesi gün mehter marşı eşliğinde osmanlı ordusuyla harbe katılmış olduklarını söylemeleri muhtemeldir. erken fark edilirse tedavisi mümkündür.
vitaminleri de içine alan grup. eczanelerde satılan ancak ilaç grubundan olmayandır. sentetik olanları da var.omega 3, magnezyum vb.doktor tavsiyesi ile alınması hayati önemdedir. gerekmedikçe almamalıdır. vücudu yorar. abartıldığında organlarda yorgunluk oluşuyor.
türk popu'nun temelini atanlardan biri olan erol büyükburç, 29 şubat 1936 adana doğumludur. "ağlarım", "altın tasta üzüm var", "kızılcıklar oldu mu", "sus sus sus", "ınleyen nağmeler" ve türk popunun çığır açmış şarkılarından olan "kırık kalp" en fazla ses getirmiş şarkılarıdır. hem kendi şarkılar yapmış, hemde türküleri aranje etmiştir.
kendi kendine bir şeyler bulduğunu öne sürmesi sebebiyle ekranlarda bir zamanlar sıkça gördüğümüz şahsiyet. aslında buldum dediği şeylerin % 80 i uyuşmuyor fakat o bir kılıfını bulup uyuşturmaya çalışıyor.
bilinçsizce yapılan beslenme tüm şekilleridir.
yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez masum oyunu olduğu gibi, sigara gibi ödülleri olan ve elinde torba kahve kahve gezen kişilerin oynattığı bir kumardır da ayrıca.
çevre ve temizlik vergisi nin halk dilindeki ismi.
genelde, hareketli, olduğu yerde durmayan, kıpır kıpır, afacan, yaramaz çocuklar*için kullanılan sıfattır.
ayrıca dizginlenmesi, idare etmesi zor hayvanlar için de kullanılır.
ayrıca dizginlenmesi, idare etmesi zor hayvanlar için de kullanılır.
bir sürü çeşidi bulunan prezervatif markası.
türk romanında yeni bir sayfa açan insandır.
tutunamayanlar da kullandığı 2-3 sayfalık cümleler sizi şaşırtacak şeyler olmasa da 15. bölümde 76 sayfa süren tek cümle ve bu cümlede noktalama işareti kullanmaması okuma isteğinize gem vurur ama konunun akıcılığından ve ne olacak acaba merakından dolayı da bırakamadığınız, cümlenin tamamını bir seferde okumak için zorlandığınız için bazı yerlerine kalemle işaret koymak zorunda kalabileceğiniz kadar garip bir dil kullanan ve eğer 15.bölüme kadar gelmiş bulunuyorsanız oğuz atay ın cümlelerine alıştığınız için çok fazla sıkıntı yaşamadığınızı hissetmenizi sağlayan yazar.
tutunamayanlar da kullandığı 2-3 sayfalık cümleler sizi şaşırtacak şeyler olmasa da 15. bölümde 76 sayfa süren tek cümle ve bu cümlede noktalama işareti kullanmaması okuma isteğinize gem vurur ama konunun akıcılığından ve ne olacak acaba merakından dolayı da bırakamadığınız, cümlenin tamamını bir seferde okumak için zorlandığınız için bazı yerlerine kalemle işaret koymak zorunda kalabileceğiniz kadar garip bir dil kullanan ve eğer 15.bölüme kadar gelmiş bulunuyorsanız oğuz atay ın cümlelerine alıştığınız için çok fazla sıkıntı yaşamadığınızı hissetmenizi sağlayan yazar.
ünlü fizikçi stephen hawking oxford üniversitesinden mezun olmuş ve cambridge 'de yüksek lisans programına kabul edilmiştir.1962 yılında tıbbi adı als denilen hastalığa yakalanmıştır. stephen hawking fizik alanında çalışmalar yapmıştır. 1970'li yıllardan itibaren tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalmış, ellerini kullanamaz, yazı yazamaz hale gelmiştir. ellerini kullanma yetisini yitirdiğinden araştırmalarını tamamen aklında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. hawking bu andan itibaren kağıt kalem çizimleri ve yazılı denklemler yerine, sezgisel zihin resimleri ve denklemler yoluyla düşünmektedir.
murat bardakçı'nın ifadesine göre fenerbahçe/ şükrü saracoğlu stadyumu'nun olduğu yerde eskiden bulunan tekke ile ilgili adı geçen mutasavvıf/ bektaşi şeyhi.
televizyondaki futbol maçlarını seyrederken televizyonun alt kısmında "mazot 1 ytl olacak", "öss ve harçlar kalkacak", "fındık 8 ytl olacak" çıkışlarının sahibi ve 2002 seçimlerinde aldığı %7.5 oyla" bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir" vecizesinin ne kadar doğru olduğunu anlamama neden olan şahsiyettir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?